3.12.10

Arsenik vs Jöle

NASA’nın açıklaması fos çıktı…

Açıklanan şeyden değil, açıklamadan bahsediyorum yanlış anlaşılmasın…

Bir bakterinin arsenik hastası olduğu ortaya çıkmış,

Bugüne kadar hep yanlış şeyleri kafaya taktığımız, evrene at gözlüğüyle baktığımız, evrende dünya dışı yaşam olma ihtimalinin eskisinden çok daha fazla olduğu anlaşılmış…

Daha ne?

Orası tamam da, o saçlar ne?

Dr. Felise Wolfe Simon

Hadi makyajı geçtim, koca nasa’da bir fırça yok mudur? Bütün parayı teleskopa mı yatırdınız? Şöyle biraz süslenip çıksaydınız dünyanın karşısına, şu anda herkes bakteriden bahsediyor olurdu… Ama ikinci dakikada heyecan kaçtı.

“UFO bekliyorlardı, ondan hayal kırıklığına uğradılar.”demesin kimse. UFO değil, biraz özen bekliyoruz biz…

Yıllarca pozitif bilim üç temel prensip üzerinde gelişti…

Yağlı kafa, sünmüş hırka, pis sakal…

Bilim bu değil…

“Şimdi, bizim kafalar hep çok yoğun olduğu için bu tip gereksiz şeylerle uğraşacak vaktimiz kalmıyor…”

Haaa… Kardeş o bilgisayarlar ne güne duruyor? Onlar sen saçını tarayabilesin diye alındı oraya!

Ama hanımefendinin zerre suçu yok! Eminim Nasa’daki ilk gününde heyecanla hazırlanıp gitmiştir; üstü başı da zihni gibi pırıl pırıldır… Ama orada hıyarın biri “Mankenlik yapacaksanız podyuma hanımefendi… Bura Nasa!” demiştir. “Ulan NASA’ya araştırmaya mı geldik, Sitelerde mobilya mı bakıyoruz… Sen önce üstündeki hırkaya bak!” cevabını verememiş, gözyaşlarını içine akıtmıştır. Böyle bir olaydan sonra bir daha eline ruj alabilir mi o kızcağız?

Değişim zamanı geldi

“Biz bugüne kadar evrene hep bir açıdan baktık, şimdi ufkumuz daha geniş!” diyerek büyük bir adım atıldı. Esas adım biliminsanlarının kendilerine yeni bir şekil vermesiyle atılacak. Biliminsanı dediğin pasaklı olur!” önyargısıyla yeni şeyler bulmanın imkanı yok! Sosyal bilimlerde devrim yaratacak çalışmaların kolları yamalı ceketlerden vazgeçilmesinden sonra gün ışığına çıktığını unutmayalım. Aynısını diğer alanlarda da görmek istiyoruz.

Sakaldan vazgeçin diyen yok!

Son olarak şu sözü aklımızdan çıkarmayalım:

“İlim yağlı kafada değil, özgür zihindedir…”

2 yorum:

gochemoche dedi ki...

Bilim dunyasindaki kadinlarin en buyuk problemine cok guzel parmak bastiniz ege bey. gerek Turkiye gerek ABD'de kendime ve diger kadinlara bu konuda cok baski uygulandigini soyleyebilirim. suslenen kadinlara, azicik vucuduna oturan kiyafet giyen kadinlara "not professional" diyorlar ne yazik ki. kizkardesimin deyimi ile "magara kadini" modasini takip eden bilim kadinlari zeki gorunuyor, cok yazik cok yazik....

A. Murat Eren dedi ki...

Kaçırmışsınız, açıklanan şey de fos çıktı.

Arsenik hastası bakteriler zaten uzun zamandır varlıkları bilinen şeyler. NASA'nın yaptığı yirmi yıllık UNIX teknolojilerini kullanıcılarının karşısına sanki ilk kez kendileri yapıyorlarmış gibi çıkarmasından başka bir şey değil.

Ha, evreni götümüzle anlamaya çalıştığımız bir gerçek. Onu da Newton, Darwin, Einstein ve Feynman'dan öğrendik. Kafasını askerlerin kıçından çıkaramayan NASA bok yesin.

Saç olayı bambaşka. Orada %100 aynı şeyleri düşünüyoruz.