24.2.09

KAMUOYUNA DUYURULUR

Sevgili Kamuoyu,

Son zamanlarda seni yoklayamıyorum, umarım iyisindir. Biz iyiyiz, Alin geveze bir çocuk olduk artık. Sabahtan akşama kadar peşinde koşuyoruz.

Sana bu satırları uzun süredir yaşadığım bir sıkıntımı paylaşmak için yazıyorum. egekayacan.com'a kaç kişi, hangi arayışlar sonucunda, hangi linklerden girmiş konusunda bilgi edinmek için bir siteye üye oldum. Burada hangi anahtar kelimelerle siteye ulaşıldığıyla ilgili bilgiler de var.

Bahsettiğim konular nedeniyle kullanmak zorunda olduğum bazı kelimeler google'ın da marifetiyle bir takım insanlarda ilginç (ve iğrenç… biraz da acıklı!) beklentiler yaratıyor. Anladığım kadarıyla zaten mağdur olan bu adamları bu sayfada hayal kırıklığına uğratmamak adına kendimce yeni kelimeler kullanmaya karar verdim. Aşağıda ilk etapta tedavüle sokacağım kelimeler var, ihtiyaç halinde yenileri eklenecek…

Piko: Erkeklik uzantısı

Toşbil: Erkeklik sallantısı (2 adet)

Kukumanjero: Kadın pikosu

Cinezımba: Piko ve Kukumanjero'nun maceralarını anlatan filmler…

Pırna, pornuu, prono gibi kelimeler yazanlar için önlem düşünemiyorum…

23.2.09

LOST | 5. Sezon

Neredeyse sezonun ortasına geliyoruz, gidişat hakkında yazmak lazım.

Baştan söyleyeyim güzel gidiyor hikâye. Dördüncü sezonda yakaladıkları havayı kaybetmemişler. Daha önce yazmıştım Lost hakkında teori üretmenin modası geçti, ısrarla devam edenler de bu sezon iyice zorlanmaya başladı. Zamanda gidip gelmeler işleri karıştırıyor. Senaristler de "Kardeşim teori teori diye manyaklık yapacağınıza adam gibi izleyin işte, o kadar uğraşıyoruz…" mesajını vermeye çalışıyorlar ufak esprilerle.

Adalardan bir yar gelir bizlere,

Aman allah, gözlere bak gözlere!

5x62'da Jack'in gözlerinin açılması sahnesi mesela. Hikâyenin son bölümde başa döneceğini, dizinin Lost'un ilk bölümündeki uyanış sahnesiyle sona ereceğini öne sürenler üzülmüşlerdir. Forumlarda zaman yolculukları, paralel evrenler falan konuşuluyor bu aralar. O da geçer… Esas konular atlanıyor, ben ona üzülüyorum. Mesela son bölümde Ben'in ağzını burnunu kim kırdı? Dizinin en eğlenceli unsurlarından biri olan 'Ben'in dayak yemesi' neden seyrettirilmedi bize?

Adadan kurtulma diye bir dert kalmaması havayı tamamen değiştirdi. "Velev ki go back Kate!" cümlesinden beri şahane bir dizi izliyoruz. Gelelim şık sahnelere…

Buradan aşağıda spoiler diye yazılan şıpolyer diye okunan diziyi izlememiş olanların keyfini kaçıran bazı bilgiler var, ona göre okuyun.

Bu arada olgunluk böyle bir şeymiş demek… Zamanın radyodan film sonlarını söyleyen bir adam olarak spoiler ibaresi kullanmam başka neyle açıklanabilir? "Filmin sonundaki sürprizin de hastası olacaksınız… Bruce Willis de hayaletmiş meğer! Bunu bilmeden seyretmek lazım tabii…" ya da "Brad Pitt meğer Edward Norton'u alt benliğiymiş… Filmin sonunda ortaya çıkıyor!" gibi şeyler söylerdim eskiden.

1) Charles Widmore'un gençliğini adada geçirdiğini öğrendik… Sırf bu hikaye bile bir sezon götürürdü aslında.

2) Desmond ve Penny'nin mutlu yuvasını gördük… Desmond'a ilişmeselerdi keşke… Zaten kafası karışık, mutlu yuvasını dağıtacak ada uğruna. Penny de ölecek galiba, çok iyi çizdiler kadını. Ben yaparsa bu işi 4 bölüm aralıksız dövseler bile hıncım geçmez.

3) John Locke dünyanın en sıkıcı adamı…

- Sence hangisi daha sıkıcı?

- Cevap veriyorum: Ortadaki

4) Yalın dizinin kilit adamı olacak gibi görünüyor ama kravatı çıkarsın artık, yavan duruyor.

5) Sun da çok sıkıcı bir kadın olmuş… Jin'in ölmemesine sevindik, belki Charlie de yaşıyordur. Neden olmasın?

Teori üretmek kıroluk dedim ama…

Final bölümüyle ilgili bir düşüncem var (teori demedim!). Hiç izlemeyen biri olarak zamanında Kurtlar Vadisi'nin finaline takılıp kalmıştım. Polat Alemdar, herkesi etrafına toplamış yavaş yavaş, tane tane açıklıyordu bütün olan biteni. Lost'un sonunda da böyle bir şey bekliyorum ben. Takım elbiseli bir abimiz gelsin, toplasın herkesi etrafına… Ben'in yüzü gözü kan içinde olsun mesela… Anlatsın her şeyi… "Efendim işte zamanında bir gemi bu adaya düştü, sonra dharma geldi falan…" Kahramanlarımız sorular sorsun… "Hocam, bu rakamlar neydi?" "Bir saniye Hugo… Oraya da geleceğim…" … Hayalimdeki sahne bu! Deniz kenarında yaksınlar ateşi veya Dharma Sitesinde meydanda toplansınlar, siyaset meydanı gibi sabaha kadar konuşsunlar. Veya Abbas Güçlü Oxford'da Benjamin Linus'u gençlerle buluştursa… Her şey sorulsa, cevaplar alınsa… Sabaha kadar seyrederim, SMS'lerle oylamaya da katılırım. Ama korkarım öyle olmayacak.

Şöyle bir şey bekliyorum… Son bölümde, 6 sezonla ortaya çıkan bazı gizemler çözülüyor ama gerisi muallakta! Final'e dandik bir aksiyon koyulmuş: Aaron odadan çıkabilecek mi? Jack de o kadar soruyu sormayı bırakmış Aaron'ı kurtarma derdine düşmüş. Aaron kurtuluyor, herkes birbirine sarılıyor… Sonra Çince konuşan bazı adamlar görüyoruz, ya da Hintli, heyecanla bir monitöre bakıyorlar… Bir ışık yanıp sönüyor falan, sarkaç sallanıyor… Bir telefon acı acı çalıyor. Sarışın bir adam açıyor "Hmmm… Helikopteri hazırlayın!" falan diyor. Yaşlı bir kadın geliyor, ne olduğunu soruyor… "Yok bir şey, ufak bir iş çıktı…" "İyi… Gelirken ekmek al Aaron!" diye bitiyor. Tam böyle olmayabilir, ekmek yerine yoğurt isteyebilir falan. Ya da Aaron yerine Jacob der, bilemiyorum. Ama son bölümde ağzımızda yavan bir tat kalacağına inanıyorum.

Son bölüm tatsız olacak diye şimdiki bölümleri izlememek olmaz tabii…

Fotoğraflar: www.lostfan.net

17.2.09

Şahsi Şov 18 Şubat

Bu yazıya başlayana kadar "ı" harfinin ne kadar çok kelimede olduğunu fark etmemiştim… Klavyenin "ı"sı çalışmıyordu… "Hele şunu bir yazıp yollayayım, sonra uğraşırım diye düşünerek kelimeleri "ı"sızlardan seçtim… ('ı'sız adam… anlamazdın anlamazdın… 'Çirkin şarkıların da günü gelir' konulu bir yazıda işleriz…)

Baktım olmuyor, çat diye çıkardım harfi yerinden… Altına kuskus sıkışmış, bildiğin kuskus. Çocuğa bilgisayar oynatırken yedirirsen olacağı budur.

Gelelim konumuza,

Şahsi Şov bir kez daha IF performance Hall'da perdelerini açıyor. Gerçi perde falan yok… Mal gibi yandan yandan yürüyerek çıkıyorum sahneye… 18 Şubat 9.30'da beklerim.

Bu arada İstanbul ayağını başlatmak için konuşuyoruz birileriyle… Biraz ağırdan alıyorum. En son organizatör geçinen (organizatörlükten geçinen değil) telefonumu sayısal loto kuponunun arkasına yazınca temkinli davranmak gerektiğini anladım.

11.2.09

Testesteron Krizi


Benim bildiğim kadarıyla testesteron kellerin kendilerini teselli etmesine yarayan bir hormon…

Libidoyu coştururken, kafada yer alması gereken kılları sırt ve omuz başlarına yönlendiren bu hormon şimdi de ekonomik krizin nedeni olarak gösteriliyor. Fazla testosteron rekabet ortamında yanlış ve riskli kararlara yönlendiriyormuş erkekleri…

Çözüm olarak daha çok kadının finans sektöründe yer alması öneriliyor… Alsın tabii! Unutmayalım testosteronunun doğrultusunda ilerleyenler sadece finans sektöründe kriz yaratmıyor. Her alanda daha çok kadın olmalı. Musluk tamircisinin çatalına bakarken daha az kıl görebileceğimiz bir dünya düşlüyorum.Ama testosteronun kadınlarda da olduğu gözden kaçmasın. Rekabetin yoğun olduğu sektörlerde yumuşama beklerken bıyıklı kadınlarla karşılaşmaya da hazırlamamız lazım kendimizi. (Muslukçular arasında rekabet yoğun mu?)

Wall Street'teki meşhur boğa heykelinin fotoğrafı var aşağıda… Özellikle arkadan çekilmiş bir fotoğrafını buldum. Her sabah işe giderken bu boğanın toşbilleriyle karşılaşan adamın testosteron seviyesi artar tabii…

Kriz bizi teğet geçecek diyorduk ama kavisli olabileceğini düşündük mü?

Bu Arada

Ben kadınların her alanda erkeklerle eşit oranda ve eşit şartlarda yer alması gerektiğini savunuyorum. Eşitliğe inandığım için, kadınların bir fark getireceğini düşündüğümden değil. Çoğu meslek cinsiyeti ortadan kaldırıyor, kadın ve erkeği aynılaştırıyor. Kadın generallerin düşmana daha merhametli ya da kadın politikacıların halka anne şefkatiyle yaklaşacağını ummak pek mantıklı gelmiyor…

5.2.09

Mona Rıza & Nazo82

Dün gece How I Met Your Mother'ın son bölümünü seyrederken şık bir hareketle karşılaştık…

Jenerik sırasında "Mona Rıza ve Nazo82 'Modern Sabahlar' diler…" cümlesi çıktı karşımıza… 24'ün üçüncü sezonunda "Jack Bauer" geçen her yerde "Ege Bey" okuma tecrübesini yaşayan Bürge bile şaşırdı. Bu arada "Sen mi yazdın yine?" diye sorması beni yaraladı. Bir adamın Jack Bauer yerine kendi ismini yazması acıklı tamam ama, insanların ağzından kendine selam göndermesi tam zavallılık.

Burada daha önce altyazılar konusunda kendilerine teşekkürlerimi sunmuştum, dünkü jestten sonra bir kez daha teşekkür ediyorum.

Son altyazıların yanına ekledikleri nottaki titiz çalışmalarını da aktarayım yeri gelmişken:

"Doktor X'in sitesi: http://www.mysteriousdrx.com/

Barney'in tanýtým videosu: http://www.barneysvideoresume.com/"

En kısa zamanda Nobel almalarını diliyorum!

4.2.09

Kompetan Michael

Böyle renkli halkalar vardı… İç içe geçiyorlardı falan… Çok güzel görünüyordu… Ben de bulutların içinde kulaç atıyordum, sonra bana kolyeler taktılar…"

Olimpiyatlardan sonra böyle konuşan adamın üflenti olduğunu anlamamız lazımdı. Hadi o zaman uyanamadık, 12 000 kaloriyi nasıl kaçırdık?

Kahvaltıya bak: 2 kızarmış ekmek, haşlanmış yumurta, peynirli salata, domates, mayonez, 2 çift sosis, 1 omlet, 3 tost ve çikolatalı pancake…

İştah açıcı olarak ne kullandığı anlaşıldı!

Artık kafası nasıl güzel olmuşsa hiç inkar etmeden kabullenmiş durumu…

Halbuki Süreyya Ayhan gibi bir açıklama yapabilirdi:

"Ben bong'dan viks çekiyordum ciğerlerim açılsın diye, bir ara arkama döndüğümde ibneler içine esrar maddesi atmış!"

Onun yerine şöyle bir açıklama yapmış:

"I engaged in behavior which was regrettable and demonstrated bad judgment. I'm 23 years old and despite the successes I've had in the pool, I acted in a youthful and inappropriate way, not in a manner people have come to expect from me. For this, I am sorry. I promise my fans and the public it will not happen again."

Google translate:

"Ben davranış olan üzücü ve gösteri kötü hüküm meşgul. Ben, bir genç ve uygunsuz şekilde, bir şekilde insan değil hareket yaz bekliyoruz gelen 23 yaşında ve havuz bulunan olduğunuz başarılara rağmen yaşıyorum. Bunun için üzgünüm. Ben taraftar söz ve halka tekrar olmayacak."

Kafa hala güzel anladığım kadarıyla…


O kafadakiler ne yaprağı?

Bence olimpiyatların görüp görebileceği en büyük rock yıldızıydı, yakıştı. Kahramanları önce yüceltip sonra düşmelerini izlemeye bayılan Amerikalıların yeni oyuncağı olacak Michael Phelps… Britney Spears ve Lindsay Lohan da biraz tatil yapar böylece. Bir yandan da hafif uyuşturucularla ilgili yasaların tartışılmasını başlatmış oldu. Obama'nın başkan olmadan önce bu konuda liberal bir tavrı olduğu yazılıp çiziliyor Amerikan gazetelerinde.

Sponsorları da adamı böyle bir hatayla harcamayacaklarını açıklamışlar…

Harcasalar da dokunmazdı. Annesinin bileziklerinden önce madalyalarını satardı!

Arananlar | Ocak

Bu bloğa çok değişik umutlarla uğrayanlar var… Çoğu aradıklarını bulamıyorlar. Bir kez daha uğrama durumu olur belki diyerek bazılarına elimden geldiğince yardımcı olayım. Aşağıdakileri yazarak google'dan bu sayfaya ulaşanlara benzersiz hayat mücadelelerinde başarılar diliyorum.

espirili insan özelliği

"Bende her şey tamam, tek bir özellik eksik! Dur şunu google'da soruşturayım…"

bedduanin tutmasi için

Beddua etmeden önce internette araştırma yapan insanlar da var demek ki! Yardımcı olayım… "Allah belasını versin…" demek yerine "Allah bin bir türlü belasını versin!" diyerek yelpaze genişletilebilir.

zenci teyzeler

-yorumsuz-

bana 4. Göster

****

4

IV

dört

pembe nasil bir renk

Çok tatlı bir renk… Kız çocuğu olanların her tonuyla tanışacağı garantidir.

yakalama refleksi bebek fotoları

-yorumsuz-

yilan yaği kaşima sürsem

Türkü galiba bu…

"Yılan yapı kaşım sürsem / Kurbağadan döner dürsem / Akreplerden haber sorsam / Gerizeka olur muyum?"

fotojenik değilim nasıl poz verdim

hepimiz hatalar yapıyoruz… Bir daha poz vermemenizi diliyorum.

fazla osurmak neyin belirtisi

Göt gevşemesinin ve dikkat çekme çabasının göstergesi olabilir.

kızların osurukla ilgili düşünceleri

Herkes gibi kızlar da kendi osuruklarını ilginç başkalarının osuruklarını iğrenç bulur.