17.12.08

Lost (şahsi sezon)

Ayıptır söylemesi alışveriş arabasını ağzına kadar dodurmuştum lüks gıdalarla. Kilo kilo etler, yöre yöre peynirler, hepsi marka! Kasaya geldim, cüzdan yok! Mal gibi kaldım.

İnsanın aptal olduğunu ciddi ciddi düşündüğü bazı anlar oluyor. Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp değişik sonuç alma beklentisine girdiğimiz anlar mesela… Arabada koltuğun altını altıncı kez ararken fark ettim bunu. Kayıp cüzdan durumunda söylenen bir cümle vardır: Para değil de kimlikler, kartlar… Kimlikler ve kartlar umurumda değildi benim, aklım paradaydı… Normalde hiç para koymam cüzdana, cebimde durur. Ama fakirlikle ilgili bir şey herhalde bazı banknotların cüzdanda durması gerektiğini hissettiğim için o gün içinde para da vardı. 200 YTL… (Ulan 200 YTL'nin muhabbetini yapıyor durumuna düştüm…) Parasında değildim tabii, prensip olarak cüzdan kaybetmekti beni üzen… Yoksa 200 dolar nedir ki?

Sabah arabanın camlarındaki buzu kredi kartıyla temizlemiştim (gold!). Sonra cüzdanı cebime atarken, soğuğun ellerimde yarattığı hissizlikle ve sabahın bünyede yarattığı mallığın birleşmesiyle hedefi tutturamamış olduğuma kanaat getirdim. "O sırada yanımdan bana dikkatle bakarak geçen bir adam vardı. Her halde cüzdanı düşerken gördü, sesini çıkarmadı, ben uzaklaşınca dönüp aldı… 200 euromu Kesin o şerefsiz aldı!" gibi bir düşünce billurlaştı kafamda.

Zamanında "Bay Yanlış'la Doğru Mehmet"i seyretmiş biri olarak karakola gitmeye karar verdim… Benden başka birinin de izlediğini umarak girdim. Kayıp tutanağı tutan memur, yazık, bıyıklarıma bakınca Ergenekon'un Bir Numarası geldi teslim oldu diye düşünmüştür. Kayıp cüzdan vakasını duyunca hevesi kaçtı. 200… (külçe altın mı desem? Yok, lan deve… Evet!) 200 deveyi duyunca (Baharat, gümüş ve ipek taşıyan bir kervan!) heyecanlandı. Kariyerinin en esaslı olayıyla karşı karşıya olduğunu anladı. Geçmiş olsun dedi, tutanakla kimlikleri nasıl çıkaracağımı anlattı ve cüzdanımı bulmak için bütün ekiplere haber vereceğini söyleyerek beni uğurladı. (Aklınızda olsun böyle durumlarda şifreli konuşmalar yapılıyor. Gizli bir yere "İki çay, bir kahve…" diye seslendiğini duydum polisin arkamdan.)

Bazılarınız içinde para olan bir cüzdanı kimsenin karakola getirmeyeceğini düşünüyor olabilirsiniz… Ama karakoldan çıktıktan yarım saat sonra telefonum çaldı: Cüzdan bulunmuştu!

Demek dünyada hala dürüst insanlar varmış dedim kendi kendime… Radyoda bulduğu cüzdanı hemen haber veren Duygu sayesinde geleceğe dair umutlarım güçlendi. Şans işte… O gün yayına benden sonra Burak Can girecekti normalde! Cüzdanı mixerin altında bulunca da ham-hum-şorolop edecekti!

Gelelim sonrasına…

Ben iyi haberi alınca bir neşelendim… Şarkılar, türküler… Söylediğim şarkı da "Tahsildaroğlu'nun peynir cingılı" Artık nasıl bir sevinçse… Bakkala da cüzdanı bulamadığımı söyledim. İçimden bir ses cüzdanımı kaybettiğimi düşünürse beni daha çok seveceğini söyledi, ona uydum. Sabah bana merakla bakan adamın da bıyıklarıma baktığı netleşti.

Cevapsız kalan tek bir soru var:

Ben bu 12 bıyıklı vesikalığı ne yapacağım?

9 yorum:

Oya dedi ki...

sanırım önce şunu netleştirmekte fayda var:
12 bıyıklı vesikalığı mı?
bıyıklı 12 vesikalığı mı?

Gedankenexperiment dedi ki...

Gecmis olsun. Fotograflari kamuya maletmelisin o zaman... Blog'a yapistirabilirsin, ya da madem niyetine girmissin kimligine yapistir bence. Biyik resmiyet kazanir ustelik...

admin dedi ki...

Ege Bey gecmis olsun, önce kaybedip sonra bulmaniz konusunda eminim gerekli atasözleri, deyimleri, hikayeleri dinlemissinizdir. benim nacizane önerim vesikaliklarla 12 biyikli Ege takvimi yapmaniz malum yeni yil geliyor.bunun zaten hayvanlisi var yapilmis ama sizin biyiklariniz daha güzel yarinlara ve insanliga acilan kapiyi aralayabilecekleri icin gerekli mesajda verilmis olur..simdiden yeni yillar:)

yıldız the kid dedi ki...

ben de bir keresinde cüzdanımı kaybettim.benim doğru mehmet cüzdanımı niyeyse belediyeye zabıtalara teslim etmiş. ordan da bana ulaştılar.cüzdanımı kaybettiğimin bile farkında değildim.sonra zabıtaya gittim ve cüzdanımı aldım herşey tamamdı beklendiği gibi(değerli hiç bir şey yoktu.kimlikler ,kredi kartları(gold değil))ama fazladan bir küçük not kağıdı eklenmişti.doğru mehmetin adı soyadı telefon numarası.bulduğu cüzdanı zabıtalara teslim etmesi tabiki takdir edilesi bir davranış ama içine telefon numarası eklemesi benden teşekkür beklediğinin mi işaretiydi anlamadım.aramadım. aramam da.doğru mehmetler var hala ama biraz değişmişler. eminim ben belediyeden çıktıktan sonra masanın altından çıkmış ;cebinden kıpkırmızı bir elma çıkarmış; bir tenis topu gibi 25-30 cm kadar havaya fırlatmış; sonra görevini layıkıyla yerine getirmiş edasıyla ve iştahla bir ısırık almıştır.

Nesij dedi ki...

Pasaportun yenileme zamanı geldiyse orada kullanmak da düşünülebilir. Resmi evrak olarak "tarihi belge" değeri vardır ve kötü ellere geçip ileride makara malzemesi olma riski de azdır. İnsan canı istediğinde pasaporttaki bıyıklı fotoğrafıyla eşe dosta fiyaka yapabilir, istemezse kimsenin haberi olmaz. Pasaport kontrolü yapan polisin ne düşündüğü ise kimsenin umurunda değildir.

anitta dedi ki...

200 deveyi Burak Can'a kaptırmamana sevindim. Fotografların 10 tanesini arkalarına küçük notlar yazarak arkadaşlarına hatıra olarak verebilirsin, biri sende kalsın lazım olabilir, digerini de blogda görmek isteriz.

Marchioly dedi ki...

Sayın Kayacan,

Geçmiş olsun öncelikle. Sonra tavsiyem 12 adet resminizden bir tanesini cüzdanınıza yapıştırmanız, kalan 11 tanesini de cüzdanınızı kaybetme ihtimalinizin fazla olduğu bölgelerde ikamet adresinize yönlendirecek şekilde asmanız (resimlerinizi takip ederek size ulaşabilsin bulan kişi).


Böylelikle spagetti western tadında, meksikalı at hırsızını takip eden kahraman kovboy hissiyatıyla insanlar hayır işleyebilir ve siz de cüzdanınıza kavuşmuş olursunuz.

Bi düşünün.

mısır dedi ki...

Doğrucu "AHMET" bazı şeyler hata affetmez..

ege dedi ki...

- Ahmet nerede Mehmet?
- Ahmet büyüdü, ortaokula başladı Bay Yanlış...