2.7.08

televizyon karşısında tek başına!

Yalnızlıkla mücadelede en çok güvendiğim silah tutukluk yaptı dün gece...

Gündüzüm Seninle / Gecem Sensiz

Night Watch’ın karşısına büyük umutlarla geçtim… Filmle aramda koca bir kase makarnadan başka bir şey yoktu, o da kısa süre sonra aramızdan çekildi ama olmadı! Film bir türlü sarmadı…

Makarna tamam ama ondan daha etkili bir şey vardı: berbat dublaj! Bu Amerikalılar dünyada başka dilde film çekildiğini bilmediklerinden dublaj konusunda kendilerini hiç geliştirmemişler galiba! Gerçi bütün karakterler aksanlı bir İngilizce konuştuğu için Ruslar kendileri dublajlamış da olabilir… İki durumda da seyir zevkini ortadan kaldıran konuşmalar eşlik ediyordu şahane görüntülere… Hikayenin anlatımındaki aksamalar da soğuttu filmden! Ayrıntılar için iki üç defa izleyin, diyenler var. Ben birinci izlemeyi daha tamamlayamadım!

Day Watch’u da hayatta seyretmem artık!

Mars Kapıdan Baktırır

Life on Mars’ın başına önyargısız oturdum… İlk bölüm fena değildi ama ikinci bölümü merak ettirmiyordu! Seyretmeyeceğim… Orijinal İngiliz versiyonu da böyle mi bilmiyorum ama görünüşe göre deri ceketi aynen almışlar!

1 yorum:

Ulas Baysal dedi ki...

ingiliz 'life on mars'ı ile amerikalılarınki karşılaştırılamaz bile. amerikanyalılar bu işte de çuvallamış durumda. hatta bu işlerin pirlerinden ve onun sayesinde amerikanyalılar belki bu işi kotarır dediğimiz david e. kelley efendi bile sıçtıklarını farkedip projeden çekildi. sırf irlandalı diye kütükcan jason o'mara'ya başrolü verirsen olacak bu mudur, budur. olmamış, olamamış...