9.7.08

Yaşlanma Belirtileri 1

Umarım hepimiz bir gün kendi kakamızın tadına bakacak yaşa geleceğiz... Bu olmazsa gencecik ve bazı tadlara varamadan roketliyoruz demektir, çok üzücü. Daha üzücü bir şey varsa, ne olur ne olmaz diyerek bazı tadlara şimdiden bakmak! Buna kısaca "bok yemek" de diyoruz...

Kendimde bazı değişiklikler farkediyorum son zamanlarda. Çok sevindirici çünkü doğru yolda olduğumun işareti bunlar. Bana göre yaşlanmanın ilk belirtilerinden biri reklamlara gülmek... İlerleyen safhalarda reklamlarda ağlamak da görülüyor bu arada... "Chat yaparken kız babasına sarılıyor ya, dayanamıyorum orada!" diyen amca bir yandan da akşam yemeği için lazımlığını hazırlıyordur.

Biz gülmeye dönelim...

Bence Cem Yılmaz'ın Doritos reklamlarından sonra, hele sonuncusundan sonra, komik reklamla falan uğraşmamak gerekiyordu... (Bunu Cem Yılmaz da bildiği için gizem dolu reklamlara yöneldi. Ben telekom reklamlarında dizine vura vura neye gülüyordu hala anlayamadım mesela... Animasyonlar komik ama, hele cüce adamlısı...)

Bazı acıklı denemeler oldu, Müslüm Gürses'li şeyler... Sonra ya reklam dünyasında bir eşik aşıldı ya da ben yeni bir döneme girdim,bilemiyorum, bazı reklamlar komik gelmeye başladı...

Vodafon'un "Aslan kaçmış müdürüm"üne her seferinde gülmeye başlayınca anladım yaşlanmaya başladığımı. Axess kızına gülmüyorum ama o kadar da yaşlanmadım...

Geçen gün de Recep İvedik reklamında güleren yakaladım kendimi... Filmi de mi seyretsek acaba, demiş olabilirim içimden...

Bu arada bu konuda yazmamın nedeni hangi reklamdı hala hatırlayamadım, bu da bir başka belirti tabii...

Buyurmaz mısınız pastadan?

2 yorum:

Oya dedi ki...

yaşlanma belirtilerinden bir diğeri de,
ortamda yaşlanma belirtilerinden bahseden biri varsa,
"yaşlanma belirtilerinden bir diğeri de" diye başlayan cümleler kurmaktır..

nallahım..

hamiş: yok abicim.. korsana da sordum yok..

Marchioly dedi ki...

Sayın Kayacan,

Her ne kadar yaşça sizin kabahat menünüz bana sizden bir-iki yıl sonra çekici gelecek olsa da benzer alametleri ben de fark ediyorum zaman zaman.

İlkini bundan 3 yıl önce Mor ve Ötesi konserinde yaşamıştım. Onca gencecik insan tshirt'le "ver birayı, ver votkayı, ver tekillayı" şeklinde takılırken, bendeniz içimde yün içlik, üstümde yün ceket şişe suyun fiyatından muzdarip ortalıkta dolaşıyordum.

Akabinde müstakbel eşime "Hanım" diye seslenir veya ondan bu şekilde bahseder oldum...Örnek: Bizim hanım, bu cumartesi alışveriş yapacak.

Bir başka durum ise gözlüğü burun kanatlarına kadar düşürüp, insanlarla konuşurken üstünden bakmamla vuku buldu.

Bilemiyorum artık bir sonraki aşamada herhalde ziraat bankası önünde kuyruğa falan mı girerim artık yoksa pantolonların paçası falan mı kısalır allah bilir.